Teşekkür Edecek Çok Şeyimiz Var

Açgözlüyüz. Yani sizi bilemem, belki çoğunuz değilsinizdir ama ben öyleyim. Hep daha fazlasını istiyorum. Hiç elimdekilere bakmayıp sürekli elimde olmayanlara odaklanıyorum. Bu tamamen kötü bir şey mi? Hayır değil tabi ki. Şu dünyada başarılı olanların belki de hepsi daha fazlasının peşinde koştuğu için o başarılara ulaştı. Ama sanki istemenin de bir sınırı olmalı. Fizik kurallarının tersi bir şekilde, uzaktaki objeler her zaman daha büyük gözüküyor bize, ta ki biz onların yanına gidip onlar küçülene kadar.

Bir gün bir doktor tanıdığın yanında sağlık ocağında oturuyordum. Mesainin bitmesine pek bir şey kalmamıştı, 5-10 dakika falan vardı sanırım. Bir adam geldi, daha doğrusu baba diyelim. Bir ilaç yazdıracakmış, bilgileri falan verdi. Bir şey oldu ben bi ufak espri falan yaptım. Neyse, baba ilacı kendisi için yazdırmıyordu ilaç bebeğindi. Bebeğin doğuştan kalbi zedeli, sanırım ya ameliyat olmuş ya da olacaktı. İlaç da kalbi için bir ilacıydı. Bu ilacın bebek için olan dozu normal bir insanınkinden çok daha azdı. İlacın en düşük gramajlı paketindeki hapların bile 8’e bölünerek bebeğe verilmesi gerekiyordu. Baba “tamam bir şekilde hallederim ben onu” dedi, doktor tanıdık “elle bölmeniz mümkün olmaz, isterseniz ya eczanede böldürün ya da hassas mutfak tartılarıyla halledebilirsiniz” dedikten sonra.

Düşünsenize diyeceğim ama o bile hüznü katlayan bir şey. Baba oldum mutluyum diyorsunuz ama çocuğunuz, bebeğiniz doğuştan hasta. Hastalık o kadar nadir ki ilacın bebekler için üretilmiş düzgün gramlı hali bile yok, sizin 8’e bölüp suya karıştırarak bebeğe vermeniz gerekiyor. Hayat adil değil.

Bana hayatım boyunca sağolsunlar ailem her türlü imkanı sağladı. Belki her istediğim oyuncağı, telefonu bana almadılar ama onların hepsi açgözlülüktü zaten. Hiçbir ihtiyacımı eksik bırakmadılar, hiçbir şeyden mahrum kalmadım. Belki de benim okumam için gerek olsa çıkartıp ceketlerini satacak insanlar benim annem ve babam. Ama yine de her şeyim tam olmasına rağmen ben hep yeni eksikler buldum, bulmaya da devam ediyorum sanırım.

Fakat bizim teşekkür etmemiz gereken çok şey var. Dünyada olan bitene bakıp hür olarak yaşayamayan bir tas yemekten mahrum kalan, zulüm gören insanları düşündüğümüz zaman da, bizim “kuru ekmek” dediğimiz şeyi almasına yetecek bir lirası bile cebinde olmayan insanlara baktığımız zaman da anlıyoruz teşekkür edecek ne kadar çok şeyimiz olduğunu.

Biz bazen arkadaşlarımızla oturup ne kadar çok şeye sahip olduğumuzu konuşuyoruz, ne kadar çok şey için teşekkür etmemiz gerektiğini. Size de tavsiye ederim, sen de yap güzel oluyor diyemem ama en azından insanın biraz aklını başına getiriyor diyebilirim.

Evet gerçekten de teşekkür edecek çok şeyimiz var.

Evet kesinlikle.

Yatmadan önce elimizi kalbimize götürdüğümüzde hissettiğimiz atışlar için bile teşekkür etmeliyiz.

 

Comments are closed.



login